Korkunun kimseye faydası olmaz
Osmanlı devrinde Müslüman Hıristiyan. Musevi, Yahudi, ve dinlere mensup kişiler iç içe yaşarken Müslümanların kurban kesip dağıtmasına imrenen bir Yahudi “Bizde kesip dağıtalım mı demiş ve bir dana alarak ayaklarını bağlayıp yere yatırmış Yahudi kurbanın nasıl kesileceğini bilmediği için” önce ayaklarını keselim sonra kafasını” diye düşünmüş. Ve bağlı hayvanın ayaklarını kesmeye başlayınca üstü başı kan içinde kalmış hayvan can havliyle çırpınınca bizim Yahudi” demek ki kurban böyle kesilmiyormuş en iyisi bir Müslüman’a soralım” diyerek yanda oturan komşusuna doğru gitmiş, elinde kanlı bıçakla üstü başı kan içinde komşu kadının yanına vararak” içinizde Müslüman birisi yokmu diyince bıçak ve kandan korkan kadın” Müslümanların hepsi camiye gitti” demiş. Yahudi caminin yolunu tutmuş. Bayram namazından çıkanlar eli kanlı bıçaklı Yahudiyi görünce şaşırıp korkalamışlar elinde kanlı bıçak olduğunu unutan Yahudi cemaate “ içinizden Müslüman yokmu?” demiş Cemaatte hep bir ağızdan sarıklı hocayı göstererek “Müslüman o” diye haykırmış asıl amacı kurbanın nasıl kesileceğini merak edip sormak alan Yahudi hocaya dönerek “sen Müslümanmısın?” diye sorunca hoca kavuğunu eliyle alıp arkasına saklanan ve”bana Müslüman diyenin…………….” Demiş.
Beklide gerçekte hiç olmayan bu hikaye bir gerçeği anlatmaktadır. Bugün bazı politikacılar tıpkı elinde bıçaklı bir adam gibi halka korku verme onların doğrularını dile getirme durumunu ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Siyasal anlamda toplumu sindirmeye çalışmak, toplumu meydana getiren fertlerin hür iradesini dizginlemeye çalışmak bu ülkeye verebilecek en büyük zararlardan birisidir.
Gelişme, demokrasi, insan hakları gibi duygular insanların hür iradesinin tecellisi ile güçlenecektir.. Konuşan toplum, tartışılan toplumda demokratik toplumun meydana çıkmasını sağlayacaktır.
Bizden söylemesi…