Makamlar saltanat yeri değildir!


26 Ağustos 2014
Okuma : 24.921

Peygamber Efendimiz bir hutbesinde ‘‘Ana rahmine düştüğümde, alnıma yazılanların kalem hışırtısını duydum’’ demiştir. Yüce Allah’ta ‘‘Ben izin vermedikçe dünyada yaprak kıpırdamaz’’ buyurmaktadır. Bir başka emrinde ‘‘Ben insanları iki şekilde idare ederim, ya ilimle yada zulümle. İlmede insanlar karar verir, zulmede’’ buyurmaktadır.

İnsanlar amellerine, niyetlerine göre yaşarlar ve ölürler.
İnsanlar önceden belirlenen bu kaderlerini değiştirme gücüne sahip değildir. Kaderlerinde ne varsa onu ne bir eksik ne bir fazla yaşama mecburiyetindedir. Yüce Allah kullarının niyetine bakarak onları belirli mevkilerde görevlendirir. Bu görevler o kulun amelini ve niyetini bozmazsa o kul sıkıntı çekse bile hiçbir zaman yenilgi ve mağlubiyeti tatmaz. Amel ve niyette meydana gelecek bozulmalar, millet hizmetinden mütemadiyen uzak kalmayı ve sıkıntıların yenilgi ve mağlubiyete dönüşmesine sebebiyet verir. İnsanlar ne kadar çabalarsa çabalasın bir daha o eski günlerine geri dönemez. Geçmişte yaşadığı, emrinde yüzlerce insanın olduğu, makamından dolayı hürmet gördüğü günler hep içinde bir özlem olarak kalır.
İnsanların makamdayken yaptıkları en büyük hatalar kalp kırma ve kul hakkıdır. Kul hakkı sadece maddi değildir. Bir insanın gıyabında konuşma, insanların layık olmadığı davranışları uygulamada kul hakkına girer. Bir acı söz bile kul hakkıdır. Elinde olduğu halde insanlara yardım etmemek bile kul hakkı olarak düşünülür.
Makamların hakkını vermeyenler ise bir daha o makamları dolduramazlar.
Makamların saltanat yeri değil de, hizmet yeri olduğunu öğrendiğimiz zaman millet hizmetinde ve millet itibarında daimi yönetici olduğumuz zamandır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir